27 Ağustos 2009 Perşembe

Yazı

Bugün aklımda çok fazla şey var, yazmak için. Oysa, beynim burnumun ucunda duruyorken, kendime şaşıyorum nasıl bu kadar çok şey düşünebiliyorum diye. Başlayayım mı? Evet evet..

Bugün iki eski arkadaşla birlikte takıldık, biri son günlerde bende kalıyordu zaten. (Bende evet.) Diğeri ise, arada sırada kısa süreli ziyaretleriyle kendini unutturmasa da, geçmişte sürekli yanımda olduğu için benden biraz sıkılmıştı sanki. Yine de, bugün kırmadı beni geldi..

Yorgunluk ve Hastalık..

Kraliçemi hasta görünce, bu yaşlı bedenim dayanamadı onun haline. Bırakıverdi kendini.. :(

Bugün, çok cömert bir insanla tam anlamı ile tanıştım. Daha doğrusu, tanıdığım bu insanın böylesine cömert olduğunu yeni farkettim. Bir kez daha şaşırdım, üstüne üstlük sevindim. Böyle insanlar varmış hala dünyada, çok garip. Üstelik, öyle %6'lık - %7'lik kesimden de değil. Senden, benden, bizden..

(Burada bir paragraf daha vardı ama unuttum. Yeri boş kalmasın, üzülmesin o kısım.)


Sınırlarımı zorluyorum ben bugün. Günlerin nasıl geçip gittiğini farketmediğim gibi her geçen gün, besin zincirindeki civa miktarının artışı gibi, benim bedenimdeki yorgunluk dereceside yükseliyor. İbre kırmızıyı gördü, sona doğru yaklaşıyor. Ve ben hala yazmak için diretiyorum nedense..

Üstelik ben öyle Blog'u doldurayım diye de yazmıyorum. Blog'a değişik şeyler eklemek, güzelleştirmek istiyorum ama çoğu zaman 'Ayarlar'a aptal aptal bakıp, sonra kapatıyorum ve sıradan yaşantıma, siyah sanal defterime, standart yazı tipime geri dönüyorum. Kendi halimde takılıyorum, burnumu siliyorum, ekrana bakarken gözlerimi kısıyor ve masa başında bir şeyler atıştırıyorum.

Sonra farkediyorum.. Bir benim Blog'um siyah kaldı.

Ha, bir de müzik dinliyorum.

DEVASA EDIT!!!!!!

Ohaaa... Nasıl unuttum lan! Evet, unuttuğum kısma tekrar yazmak yerine yeni edit geçtim, hatta bununla ilgili bir yazı bile yazabilirdim ama hasta ve çok yorgunum. Buraya böyle, büyükçene edit çaktığımı belli edeyim de, siz okuyun.

Babam, bana bugün Frpnet Turnuvasının sonucunu sordu. Finale kalabildin mi? Dövüşü alabildin mi dedi! Yıllardır, bırak olm bu işleri diyerek geçiştirdiği, hiç takmadığı ve bir vakit kaybı, saçmalık olarak gördüğü şey ile ilgili bir şeyler sordu.

Benim için çok önemli bir şey bu lütfen. Evet, babam bana sordu.


2 yorum: