21 Ağustos 2009 Cuma

Bir Avuç Kum




Birikmiş bildirimler, mesajlar, yorumlar, güncellemeler... Hepsi beni bekler. Günlerin nasıl geçtiğini bilememek iyi mi kötü mü? Ben buna cevap veremiyorum. Akıp geçen günler, beni yavaş yavaş öldürüyorken, çalışan insanların yaşamaya eğilimli oldukları da bir gerçek. İşte ben; O yaşamaya eğilimli insanlardan biri oldum.


Bazı şeylere yetişememek can sıkar, bilirsiniz. Vakit ayıramamak, özellikle de kendine vakit ayıramamak kadar kötü bir şey yok.İnsan bazen, ayrı düşermiş kendinden. Kendimden ayrı düşeli bir hafta olmasına rağmen, can sıkmaya başladı. Öyle ya; İnsan bedel ödemeden hakedemiyor. Hakettiklerin seni sevindirse de, bedeli ödemek zevkli değil, zorlanıyorsun. (Belki de siz zorlanmıyorsunuzdur, genelleme yapmayı sevmem.)

Tek derdimiz aşk demiştik ya..

Değilmiş..

Sevmeyi, sevilmeyi, aşk denen şeyi unutalı çok oldu. Televizyonlarda felan, canlı şeyleri yetiştiren kişilerin; "Sevgi olmadan hiç birşey yetişmez." Dediklerini duyuyoruz. Ne kadar komik değil mi? Sevgi olmadan büyüyemiyor muyuz? O olmadan yaşayamıyor muyuz?

Söyleyin bana, kaçınız aşk acısı çekmedi? Kaçınız terkedilmedi? Kaçınız âşık olduğu kişiden ayrılınca yerine kısa sürede yenisini buldu? Ki zaten, hemen birilerini sevebileceğine inandığım tek şeyler Teletabi'ler, onlarda yoklar artık.

Yani herkes bir yanından eğilip, bükülüyor. Bir yanından hasar alıyor, kan kaybediyor. Kemiksiz kalbi kırılıyor, yaşamdan yaralı hayvan gibi can çekişiyor. Yine de, hayatta kalıyor. Şu günlerde ölmek bile zor. İntihar etmek zor iş, büyük konuşmamak lazım ama ecel öyle çabuk gelmiyor. Kısacası, bedenini hissetmeyene kadar kan kaybetmek, can çekişmek, acıyı hissetmek şart gibi bir şey...

Çok merak ediyorum bu rüzgârlar bizi nereye savuracak, hangi suya düşeceğiz ya da hangi ağaca çarpıp yeri öpeceğiz. Sürüklenirken diğer yapraklarla beraber, hangilerine değip geçeceğiz ya da yapışıp yol alacağız.

Kum saatini dolduran bir avuç kum kadar yaşantımız. Artık, gereksiz şeylerle uğraşmayın. Ruhunuza hitap eden şeyler dinleyin, amaçsız gruplar açmayın, açıyorsanız bizi davet etmeyin, facebook'u video paylaşım sitesi olarak kullanmayın. Bloglarınıza anlamlı şeyler yazın, tek cümleyle açıklanabilecek bir hayatınız varmış gibi davranmayın.

Kendiniz olun, adam olun, âşık olun, insan olun. Mevlana öldüğünden bu yana çok uzun zaman geçti. Devir değişti bak. Yazı da bitti. Bi de bir kaç mısra ekleyelim, parçamız olsun.

Nerdeydin bunca vakit?
Ey nakit.
Acı çektik, çok garip.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder