23 Haziran 2009 Salı

Kesikler

Sakallarımı kestim...

Öfkeydi usturam. Ellerim titremedi bu kez, kurbanlık koyunlara vurulan satır gibi indirdim tenime. Kanadı etim... Tıraş köpüğüne karıştı kan, pembeleşti... Tekrar yüzüme sürdüm... Tel tel yolunurcasına kopuyordu. Paslı ustura kan olurken hiç acımıyordu ama...

Sakallarımı kestim...

Bir kez sürdüm köpüğü yüzüme, kanlıydı bu kez. Tıpkı kurban kesim yerlerinde biriken kanların oluşturduğu köpükler gibiydi. Bir kez daha, bir kez daha sürdüm. Yüzüm, köpük olmadan da yeterince beyazdı zaten. Kan noktacıkları belirdi çenemde, yanaklarımda... Sakalım yoktu artık. Etimi kestim...

Sakallarımı kestim...

Kolonya acıtmıyormuş, inanın. Yüzümde onca kesikle, değdiğinde alkol bedenime rahatladığımı hissettim. Kan damlacıkları kuruyup pıhtılaştılar, renkleri koyulaştı. Dokunsam düşerlerdi belki, ama dokunmadım. Hatıra olarak kalsınlar...

Sakallarımı kestim...

Yoklar artık... Artık daha efendi bir çocuk gibi görünebilirim. Artık, Onlar'ın istediği gibi olabilirim. Artık, iyi bir evlat olabilirim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder