25 Mayıs 2010 Salı

Benbenbenbenbenbenbee...

Kendi mouse'um bile yabancı bana...

Bilgisayar ve internetsiz geçen o günler, çok fenaydı. Çok fena, ta ki bugüne kadar...

Kendimi kolları tamamlanmış bir adam gibi hissediyorum, bambaşka bir kişiymişim de, benliğimi yeni yeni buluyormuşum gibi. Biliyorum, bilgisayar bağımlısıyım. Halimden memnunum.

Yazma özürlü bir hale, yani bu hale gelene kadar ben ne yaptım bilmiyorum ama bilgisayarım yokken, çok fazla düşünme imkanım oldu. Artık, eve geldiğim akşamlarda kendime yapacak bir şeyler bulmuştum. Boş vakitlerimde plan yapmıştım, artık bir mal edasıyla ekrana bakmayacak, yeniden anime izlemeye başlayacak, delilercesine film indirecek, oyunlar kuracağım. Bunda kararlıyım, her şeyden öte, Cowboy Bebop: The Movie anime konusundaki iştahımı kabarttı diyebilirim.

Gayet tabi, bana aşılayan kumaşıma sevgiler burdan. Filmi izlediğimde, görüntülerin şahane olduğunu ancak anladım kumaş! xD

Geldik geri kalan kısımlara...

Başka şeyler var tabi hayatta, bir anda bir mutluluk patlaması yaşandı. Bozuk olduklarımızla düzeldik, abilerin kralı kardeşini kutsamış olsa ki, artık çalıştığımız yerde de yüzümüz gülüyor. Zaten, şu günlerde iş hayatı aptalca geçiyor, mallık git gide şiddetlenen bir hastalık ki, hafızaya çalışıyor diyebilirim.

Yarın tatil bana, yarın çarşamba, bilen bilir ben Çarşamba'ları severim. Mühimdir çarşambalar...

Ben bi seferi adam,
Sen o vazgeçilmez kadın...

Of of of of..

Bambaşka şeyler oluyor. Hatta şu anda, gözlerimin önüne direk, Yahşi Batı'da; "Bunlar daha başlangıç, çok daha büyük şeyler olacak!" diyen adam geldi. Yanımda aha, git git!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder